Ne kadar tahammülsüz bir toplumuz değilmi? İnsanları bir dakika olsun dinlemeye tereddüt eder olduk.En yakınımızdakini bile anlamak istemiyoruz.Saatlerce boş yere vaktimizi çok güzel harcamayı,ceviz kabuğunu doldurmayacak şeyleri konuşmayı...Çok iyi biliriz her ikisini de.Ama oturupta toplum olarak iki satır yazı okumaya ve insanları anlamaya vakit ayırmayız.Ve insanları anlamadığımız,dinlemediğimiz için duygusuz,ifadesiz,düşünmeyen,sorgulamayan bir "yığın"olduk sadece.Sürü psikolojisi taşıyoruz toplum olarak başka bir şey değil.Birey olamadık,olamayız da;çünkü insani değerleri çoktan unuttuk.Saldırmaya,kırmaya,dökmeye hazırız her an.Bir kıvılcım düşsün yeter ki yangının yayılması an meselesi.Herşey yeter Allah Allah nidaları ile hücuma geçmemiz için.Sürü psikolojisine sahip bir toplumuz;çünkü birey olamadık.Birey olamadıktan sonra bir insan kendini nasıl idare ve ifade eder? Dayanılmaz ve korkulurda yapan budur insanı.Her an linç etmeye hazıe eli satırlı,sopalı tehditkar guruhların beklediği sokaklar var:vatan için,millet için,bayrak için...
Yunanistan'ın Norveç'te düzenlenecek olan 55'inci Eurovision Şarkı yarışmasına Opa adlı şarkı ile katılması başta Trabzonlular olmak üzere pek çok insanın tepkisini çekti.Trabzonluların gösterilen bu tepkilerde başta olması ne kadar ilginç değilmi? Hem de tarihsel süreci incelendiğinde rumların karadeniz ve anadolu coğrafyasında en çok mirasını bıraktığı şehir.Bugün rum dediğinizde,pontus dediğinizde ismi en çok anılan şehir.Yıllarca hoşgörü ve komşuluk ilişkilerinin en güzel yaşandığı şehir.Hani rum türkülerinde hep ismi geçer trabzon'un...İneboludan poti'ye kadar uzanan coğrafyada yaşayan rumlar hep dillendirir trabzonu uğruna ölecek derecede severler,aşıktırlar trabzona çünkü.Aşka ve sevgiye dair nice şarkıları vardır pontusluların. Geriye bakıp hep düşünürler geçmişlerini,yaşadıklarını sonra gözleri dalar uzaklara gözyaşlarıdır bir geriye kalan... Felaketler,sürgünler,soykırım geçmiştir başlarından;ama yıllar var ki ne unutmuşlar geldikleri toprakları nede kemençelerini,türkülerini.Unuttukları tek bir şey vardı:Kin ve düşmanlık...Çünkü yürekleri buna izin vermemiş.Çok uzaklarda yaşamışlar bu özlemi sessiz ve yalnız;ama geride kalanlara hep selam etmişler,birgün olsun unutmamışlardır.Hep geri dönmenin o toprakları,denizi,yaylaları doya doya seyretmeyi,havasını solumayı...Aşka gelipte kemençesini dertli dertli çalmayı yada horon oynamasını,bıçakların dansını... Birkez daha karadenizin hırçın dalgalarında takalarla açılıp,ağlarını denize salmayı ve balık tutmayı...Kim bilir? Kaç zaman umut ettiler geri dönmeyi...Belki birisi sorsaydı onlara"Bugün geri dönmek istermisiniz diye?"Aslında verilecek cevap çok net:-Bir kez olsun düşünmeyiz,tereddüt etmeyiz.
Karadenizlilerin özellikle de trabzonluların tepki vermesi çok üzücüdür.İşte tarihini bilmeyen,okumayan ve toplumsal düşünmeyen dünden bugüne insanlık adına neler kaybettiğimizi anlamayan insanların akibeti ve yunanistana gösterdiği tepki budur.Yanlış anlaşılmasın biz karadenizlileri seviyoruz tüm insanlarımızı,tüm insanlığı seviyoruz ve onun içindir ki kültürümüze sahip çıkıyoruz.Görülmeyen ve anlaşılmayan,bilinmeyen birtakım gerçekleri insanlara anlatmayı kendimize görev bildik.Bunun içindir ki biz karadenizlileri değil;ırkçılığı,tahammülsüzlüğü,ayrımcılığı yargılıyoruz.Çünkü sevmek, bilmek ve tanımakla başlar...
Yunanistan'ın Norveç'te düzenlenecek olan 55'inci Eurovision Şarkı yarışmasına Opa adlı şarkı ile katılması başta Trabzonlular olmak üzere pek çok insanın tepkisini çekti.Trabzonluların gösterilen bu tepkilerde başta olması ne kadar ilginç değilmi? Hem de tarihsel süreci incelendiğinde rumların karadeniz ve anadolu coğrafyasında en çok mirasını bıraktığı şehir.Bugün rum dediğinizde,pontus dediğinizde ismi en çok anılan şehir.Yıllarca hoşgörü ve komşuluk ilişkilerinin en güzel yaşandığı şehir.Hani rum türkülerinde hep ismi geçer trabzon'un...İneboludan poti'ye kadar uzanan coğrafyada yaşayan rumlar hep dillendirir trabzonu uğruna ölecek derecede severler,aşıktırlar trabzona çünkü.Aşka ve sevgiye dair nice şarkıları vardır pontusluların. Geriye bakıp hep düşünürler geçmişlerini,yaşadıklarını sonra gözleri dalar uzaklara gözyaşlarıdır bir geriye kalan... Felaketler,sürgünler,soykırım geçmiştir başlarından;ama yıllar var ki ne unutmuşlar geldikleri toprakları nede kemençelerini,türkülerini.Unuttukları tek bir şey vardı:Kin ve düşmanlık...Çünkü yürekleri buna izin vermemiş.Çok uzaklarda yaşamışlar bu özlemi sessiz ve yalnız;ama geride kalanlara hep selam etmişler,birgün olsun unutmamışlardır.Hep geri dönmenin o toprakları,denizi,yaylaları doya doya seyretmeyi,havasını solumayı...Aşka gelipte kemençesini dertli dertli çalmayı yada horon oynamasını,bıçakların dansını... Birkez daha karadenizin hırçın dalgalarında takalarla açılıp,ağlarını denize salmayı ve balık tutmayı...Kim bilir? Kaç zaman umut ettiler geri dönmeyi...Belki birisi sorsaydı onlara"Bugün geri dönmek istermisiniz diye?"Aslında verilecek cevap çok net:-Bir kez olsun düşünmeyiz,tereddüt etmeyiz.
Karadenizlilerin özellikle de trabzonluların tepki vermesi çok üzücüdür.İşte tarihini bilmeyen,okumayan ve toplumsal düşünmeyen dünden bugüne insanlık adına neler kaybettiğimizi anlamayan insanların akibeti ve yunanistana gösterdiği tepki budur.Yanlış anlaşılmasın biz karadenizlileri seviyoruz tüm insanlarımızı,tüm insanlığı seviyoruz ve onun içindir ki kültürümüze sahip çıkıyoruz.Görülmeyen ve anlaşılmayan,bilinmeyen birtakım gerçekleri insanlara anlatmayı kendimize görev bildik.Bunun içindir ki biz karadenizlileri değil;ırkçılığı,tahammülsüzlüğü,ayrımcılığı yargılıyoruz.Çünkü sevmek, bilmek ve tanımakla başlar...
EGE
YanıtlaSil"Ege'nin suyu da bir, tuzu da, toprağı da,Ege'de yaşar aynı insan iki farklı adı var."Bir dalgayım ben,Ege'de bir fener,Bir o yana bir bu yana sallanan.Ateşim de yok, lodos da,Dümenim de, umudum da,Ege'm benim......Okyanusum, Biz seni seviyoruz.
Bu bereketli toprakların, Anadolu'nun ilk sabihi biz miyiz,onlar mı, yoksa başka biri mi?"Rembetiko yaşamdır. Bizim yaşamımız bu toprakların şarkısı yani hepimizin..."Ve savrulan insanlarla birlikte, düşler de oradan oraya savruldu.